Sayfalar

SON PİŞMANLIK FAYDA VERMEZ

9 Temmuz 2012 Pazartesi yazildi.




                                       Hepimiz yaptığımız yanlış şeyleri er ya da geç anlarız. Yaptığımıza pişman oluruz. Ama son pişmanlık fayda vermez. Örn: Bir başörtülü kardeşim şimdi ne okuyabiliyor ne çalşabiliyor. Bütün hakları ellerinden alınmış durumda. Ama onlara da okuma hakkı verilse onlara da çalışma hakkı verilse Türkiye onların da katkılarıyla çok daha ilerilerde olabilir. Evet şimdi yeni yeni değişmeler var, gelişmeler var. Bunlar geç kalınmış gelişmeler. Ben istiyorum ki bu olaylar 1998 civarında başlamış(Başörtüsü yasağı vs. olaylar). Yani benimle başlamış. Ben de bu benimle başlayan işi ben bitirmek istiyorum. Açıkçası ben bu konuda araştırma yapmaya başlayalı fazla bir süreç olmadı. Ama araştırma yapmak da bir yerden sona istemiyorum. İnsan o olayları görünce gerçekten çok üzülüyor. Kendi kendine bazı sorular soruyor. Ama cevabını veremediği sorular içinde sıkışıp kalıyor.

HAYALLER VE KIRIKLIKLARI

5 Temmuz 2012 Perşembe yazildi.





                                   İnsanlar hayallerle yaşar. Hayaller ne kadar büyük olursa hayal kırıklıkları da o kadar büyük olur. Hayaller ve hayal kırıklığı. Değerli olan hayallerin hayal kırıklığı çok gürültülü olur. Ve insan her hayal kırıklığında bir adım daha atar. Yeni yeni hayaller kurmaya başlar. Hayallerin peşinden koşarlar. Bazıları ise sadece hayal deyip hayal olarak bırakır. Hayaller ve hayal kırıklıkları demiştik. İnsanlar hayal kurarlar ve bu hayal dünyalarında yaşamak isterler. Çünkü o hayal dünyası onlar için o kadar güzeldir ki... Demiş tik ya hani bazıları hayallerini gerçekleştirmeye çalışırlar. Ama en sonunda alınan herhangi bir hayal kırıklığı onları mahvedebilir. Bazıları da demiştik sadece hayal olarak bırakır. Bu hayal olarak bırakanlar ise hayata hep o hayalde yaşadığı gözle bakar. Kimi her şeyin güzel olduğuna, güzel olacağını hayal eder. Her şeyi pembe gözlük takmış gibi güzel görür. Ama gerçeklerle pek alakası olmaz. Burada da gerçeği öğrendiğinde onun gerçeğiyle çatıştığını, çeliştiğini fark eder ve kendi doğrularının doğru olduğuna inanmak ister.

BERAT KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN

4 Temmuz 2012 Çarşamba yazildi.


Berat Kandili

04 Temmuz 2012, Kandiliniz Mübarek Olsun
'Apaçık kitaba yemin olsun ki, Biz Kur'an-ı mübarek bir gecede indirdik. Biz, gerçekten uyarıcıyız. O mübarek gecede, her hikmetli iş katımızdan bir emirle ayırt edilir...'(Duhan, 44/1-4)
Ayette geçen, 'mübarek gece'den maksat; Berat  gecesidir. Kur'ânın bu gecede,  Yedinci semadan dünya semasına indirildi. Kadir gecesinde ise ilk kez Peygamber Efendimize indirilmeye başlandı.
Bu gecenin, dört adı vardır. "Mübarek gece", "Berae gecesi" "Sakk gecesi", "Rahmet gecesi". Ve denildi ki bununla Kadir Gecesi arasında kırk gün vardır. Berae ve Sakk gecesi denilmesi hakkında da denilmiştir ki, haraç tamamen alındığı zaman beraetlerini (temize çıkmalarını) dile getiren bir sened yazıldığı gibi, Allah Teâlâ da bu gece mümin kullarına beraet yazar. Ve denilmiştir ki bu gecede beş özellik vardır:

1 İSLAMOFOBYA HAFTASONUSU

3 Temmuz 2012 Salı yazildi.

1. ULUSLARARASI KATILIMLI İSLAMOFOBYA SEMPOZYUMU



                              Haftasonu İstanbul'un Üsküdar ilçesinde düzenlenen 1. Uluslararası İslamofobya Sempozyumuna katıldım. Sempozyuma çok değerli kişiler de katılmıştı. Bu değerli kişilerin katılımıyla Lemaat ekseninde düzenlenen sempozyum gayet güzeldi. Hele ki 3. oturum. 3. oturum da ilk konuşmacı sanki bana anlatıyordu. Sürekli bana bakıyor sanki bana anlatıyormuş gibi yapıyordu. Allah razı olsun çok da güzel anlattı. Ben de arada bir anladığımı ifade etmek için kafamı sallıyordum. 2. Konuşmacı Dünyanın En gayretli 500 Müslümanı arasına giren Av. Fatma BENLİ idi. Onun da konuşası gerçekten çok güzeldi. Başörtü sorunlarına dikkat çekti. Kendisi girdiği duruşmalarda gösterdiği başarı kendisinden kaynaklanmayan şekilde düşük olsa da benim gözümde dünyanın en başarılı avukatı diyebilirim. Diyeceksiniz ki şimdi "Madem başarısız olduğunu söylüyorsun ondan kaynaklı nasıl değil?" Ben de "Ondan kaynaklı değil çünkü kapalı olduğundan dolayı en basit davalara bile alınmayan yerine başka avukat göndermek zorunda kalan, sadece başörtü meselesinden dolayı çok büyük haksızlık gördüğünden normalde %100 kazanması gerektiği tabii bu benim görüşüm ve İslam'ın ortak olgusu olarak kazanması gerekirdi." diye düşünüyorum. Çünkü kendisi gerçekten sadece kapalı olduğu için çok fazla ayrımcılıklara maruz kalmış diğer kapalı bayan kardeşlerim gibi ama onun biraz daha farkı var. O bu ayrımcılıkları ortadan kaldırmak için çok çalışmış. Bir örneğini anlatayım size:

BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI

2 Temmuz 2012 Pazartesi yazildi.





                Başörtüsü yasağı diye bir şey yoktur aslında. Kadınların -Kapalı bayanların- 2. sınıf insan olduğunu düşünen insanlar tarafından üretilen çok ama çok yanlış, anayasaya ve yasalara aykırı bir tutumdur. Bir insan istediği dine inanabilir. İnandığı bu dinin istediği şeyleri de yerine getirilebilir. Bir bayan kardeşimiz bu yüzden başını kapatıyorsa bu bence bir ayrımcılık sebebi değildir. Ayrımcılık zaten doğru bir şey olmadığı gibi din konusunda ayrımcılık tamamen yanlıştır. Benim üniversiteye alınmayan, memuriyete alınmayan, hiçbir yerde çalışmasına izin verilmeyen, seminerlere dahi katılımları kısıtlanan başörtülü bayan kardeşlerimin ne günahı var.  Sadece kapalı diye işkencelere, ayrımcılıklara, sözlü şiddete maruz kalan bayanların haklarının çiğnenmesi gerçekten çok ama çok yanlış bir tutum. Bu tutumu gerçekleştirenleri kınıyorum. Tabii ki bu konuda çalışma veren kişiler de var. Örneğin Avukat Fatma BENLİ. Kendisi Kapalı bir avukat. Ayrıca Georgetown üniversitesi tarafından hazırlanan Dünyanın en etkili 500 Müslümanı içinde yer alıyor. Kendisine bu çalışmalarından ve verdiği emeklerden dolayı bir teşekkürü borç bilirim. Kendisi çok çalışmalar vermiş ama sadece kapalı olduğundan dolayı çok ayrımcılıklar görmüş fakat bu iş burada biter demeden, bıkmadan, usanmadan çalışmalar vermiştir. Ayrıca Akder'de önemli yerlerdedir. Kendisi hem konuşmalarıya hem yazılarıyla hem çıktığı duruşmalarla(Kendisi kapalı olduğundan dolayı birçok duruşmaya alınmamış yerine başka bir avukat göndermek zorunda kalmıştır)bu konuda çok büyük hizmetler vermiştir. Kendisine Teşekkür ediyorum. Evet başörtülü bayanlar sözlü şiddete maruz bırakılmıştır demiştik. Bunun sonucunda atılma veya zorla istifa sonuçları oluyordu. Eğer ayrımcılık yapılmayıp açılan davalar kazanılsaydı o bayanlar tazminat alacaktı. En azından emeklerini boşa vermemiş olmalarını sağlayacak küçük bir şey. Tabii bunun yanında sosyal dışlanmalar da var. Seminerler ve üniversite bahçelerine dahi alınmıyorlardı. Bunun nasıl bir ayrımcılık olduğunu siz düşünün artık. Bayanları zorla başını açtırmaya çalışıyorlar. Bu çok yanlış bir davranıştır. Bunu yapanları kınıyorum. Allah kapalı bayan kardeşlerimizin yardımıcısı olsun...

Çeviri